YAPAY ZEKÂ’NIN AB HUKUK DÜZENİNDEKİ GÖRÜNÜMÜ: AB YAPAY ZEKÂ TÜZÜĞÜ

Uloženo v:
Podrobná bibliografie
Název: YAPAY ZEKÂ’NIN AB HUKUK DÜZENİNDEKİ GÖRÜNÜMÜ: AB YAPAY ZEKÂ TÜZÜĞÜ
Autoři: Ekrem Benzer
Zdroj: Volume: 7, Issue: 1187-221
Bilişim Hukuku Dergisi
Informace o vydavateli: Ankara Sosyal Bilimler Universitesi, 2025.
Rok vydání: 2025
Témata: Avrupa Birliği, yapay zeka, tüzük, risk yaklaşımı, Information and Technology Law, Hukuk, Bilim ve Teknoloji, Law, Science and Technology, Bilişim ve Teknoloji Hukuku
Popis: Teknolojik gelişmeler hukuki düzenlemelerin kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır. Avrupa Birliği (AB) 27 devletten oluşan ulus üstü bir kurumdur. Böyle bir kurumun sosyal, ekonomik, politik ve hukuk gibi birçok alanda doğrudan veya dolaylı etki doğuran yapay zekâ alanında normlar getirmesi mecburidir. Nitekim detaylı olarak ele alındığı şekilde AB’de birçok hukuki adım atılmıştır. Tüzük, risk temelli bir yaklaşımı kabul etmiştir. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak her risk grubu için ayrı düzenlemeler Tüzükte yer almaktadır. Kabul edilemez yapay zekâ sistemleri, yüksek riskli sistemler ve düşük riskli sistemler, Tüzükte yer alan risk gruplarıdır. Özellikle yüksek risk grubuna giren sistemler ayrıntılı işlenmiştir. İzin, sertifikasyon, kontrol ve ceza kuralları Tüzükte geçen diğer konulardır. Yapay zekâ sistemlerine yönelik sınırlamaların artması bu alandaki yatırımları azaltabileceği gibi gelişmeleri de olumsuz etkileyebilecektir. Nitekim küresel nitelikteki şirketlerin bazıları geliştirdikleri yapay zekâ uygulamalarını AB pazarına sunma konusunda tereddütler yaşamaktadır. Yapay zekanın nispeten yeni bir alan olması dolayısıyla uygulamada ancak kısmi bir gözlem yapılabilmiştir. Yapay zekanın kapsamının ve uygulamasının nereye varacağına yönelik bir öngörüde bulunmak çok da olanaklı değildir. Dolayısıyla Tüzüğün zaman içerisinde değişime tabii tutulacağı düşünülmektedir. Tüzük, hukuki açıdan yapay zekânın detaylı ele alındığı ilk belge niteliğindedir. Tüm eksikliklerinin yanında Tüzüğün AB ülkelerini, bu ülkelere ihracat yapanları hatta dünyadaki etkisi düşünüldüğünde evrensel düzenlemeler için bir örnek olabileceği açıktır.
Druh dokumentu: Article
Popis souboru: application/pdf
ISSN: 2667-6109
DOI: 10.55009/bilisimhukukudergisi.1585137
Přístupová URL adresa: https://dergipark.org.tr/tr/pub/bilisimhukukudergisi/issue/93380/1585137
Přístupové číslo: edsair.doi.dedup.....4432b70f5c78fa95eb0bdb0b296c9f1c
Databáze: OpenAIRE
Popis
Abstrakt:Teknolojik gelişmeler hukuki düzenlemelerin kabul edilmesini zorunlu kılmaktadır. Avrupa Birliği (AB) 27 devletten oluşan ulus üstü bir kurumdur. Böyle bir kurumun sosyal, ekonomik, politik ve hukuk gibi birçok alanda doğrudan veya dolaylı etki doğuran yapay zekâ alanında normlar getirmesi mecburidir. Nitekim detaylı olarak ele alındığı şekilde AB’de birçok hukuki adım atılmıştır. Tüzük, risk temelli bir yaklaşımı kabul etmiştir. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak her risk grubu için ayrı düzenlemeler Tüzükte yer almaktadır. Kabul edilemez yapay zekâ sistemleri, yüksek riskli sistemler ve düşük riskli sistemler, Tüzükte yer alan risk gruplarıdır. Özellikle yüksek risk grubuna giren sistemler ayrıntılı işlenmiştir. İzin, sertifikasyon, kontrol ve ceza kuralları Tüzükte geçen diğer konulardır. Yapay zekâ sistemlerine yönelik sınırlamaların artması bu alandaki yatırımları azaltabileceği gibi gelişmeleri de olumsuz etkileyebilecektir. Nitekim küresel nitelikteki şirketlerin bazıları geliştirdikleri yapay zekâ uygulamalarını AB pazarına sunma konusunda tereddütler yaşamaktadır. Yapay zekanın nispeten yeni bir alan olması dolayısıyla uygulamada ancak kısmi bir gözlem yapılabilmiştir. Yapay zekanın kapsamının ve uygulamasının nereye varacağına yönelik bir öngörüde bulunmak çok da olanaklı değildir. Dolayısıyla Tüzüğün zaman içerisinde değişime tabii tutulacağı düşünülmektedir. Tüzük, hukuki açıdan yapay zekânın detaylı ele alındığı ilk belge niteliğindedir. Tüm eksikliklerinin yanında Tüzüğün AB ülkelerini, bu ülkelere ihracat yapanları hatta dünyadaki etkisi düşünüldüğünde evrensel düzenlemeler için bir örnek olabileceği açıktır.
ISSN:26676109
DOI:10.55009/bilisimhukukudergisi.1585137